Bir şey mi arıyorsunuz?

Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi

Erzinli emekli öğretmen Mustafa Ertaç'la Atatürk Parkı'nda Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi hakkında söyleştik. İçeri girer girmez, belediyenin kafeteryasının yer aldığı bölümde bulunan duvardaki fotoğrafların önüne götürdü Mustafa hoca beni. "Bak" dedi, "Bu resimdeki kişi Atatürk'ün kütüphanecisi Nuri Ulusu." Sonra mekânın kütüphane kısmına geçtik. Söyleşi boyunca Mustafa hoca selâmlandı durdu. İşimiz bitip de çıkarken parkta bulunan birçok kişinin elini tek tek sıkarak hâl hatır sordu. Gelin şimdi yaklaşık kırk beş dakikalık ses kaydından deşifre edilen söyleşiye geçelim ve kütüphaneyi tanıyalım.


Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi kurucularından...
Mustafa Ertaç hocayla Atatürk Parkı'nda yer alan kütüphanede söyleştik

(toc) İçindekiler

Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi Kurucularından...

Mustafa Ertaç Kimdir?

Öğrencilik ve Öğretmenlik Yılları

Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi başlıklı söyleşimizin sorularına geçmeden önce sizi tanıyalım lütfen. Mustafa Ertaç kimdir?
1948 doğumluyum. 
Sekiz Ocak İlkokulu'nu bitirdim. Erzin Ortaokulu'nu bitirdim 1963'te. 66'da da Gazi Antep İlköğretmen Okulu'ndan mezun oldum. 
Askerlik dahil beş yıl ilkokul öğretmenliği yaptım; Sivas'ta, İskenderun'da, Zonguldak'ta, Bartın'da. 
Daha sonra eğitim enstitüsüne gittim. 
73 yılında Yeşilkent Lisesi'ne Fen bilgisi öğretmeni olarak atandım. Önceleri fizik derslerine ve fen bilgisi derslerine, daha sonra da kimya derslerine girdim.
Genel olarak ders öğretmenliği kadar öğrencilerime rehberlik yapmaya özen gösterdim.
Eğitim psikolojisi, çocuk psikolojisi, gençlik psikolojisi ile ilgili kitapları çok okudum. Öğrencilik yıllarımda da zaten genellikle o zamanki Türk yazarların eserlerini okudum, dünya klâsiklerini çok okudum. 

"Mutlu olma yolları..."

Öğretmenliğim sırasında öğrencilerime başarıdan çok, mutlu olma yollarını öğrettim. Biz eğitimciler başarılı çocuk değil de mutlu çocuk mutlu aile ilkesini benimseyerek hareket ediyoruz. Çok başarılı olan öğrenciler eğer çocukluğunu yaşamamışsa ilerde psikolojik olarak topluma adapte olamıyor. Çocukluğunu oynayarak yaşayanlar hayatta daha başarılı oluyorlar.
Öğrencilerimin hepsine ismini hitap ederek, öğrencileri adam yerine koyarak hareket ettim. Dayağın eğitim aracı olmasından çıkmasına çok özen gösterdim. Sevgiyle yaklaşımım sonucunda öğrencilerimin önce beni sevmelerini, sonra dersi sevmelerini hedef gösterdim, hedefe kilitlenmelerini sağladım. Bundan da çok mutluyum. Çünkü okuttuğum bütün öğrencilerde gerekli saygıyı sevgiyi görüyorum. Ben de onları çok seviyorum. 

"Erzin'i çok seviyorum"

Daha doğrusu Erzin'i çok seviyorum. Erzin'in çocukları, insanları gezdiğim, gördüğüm, öğretmenlik yaptığım her yerden daha zeki, daha bilinçli, daha sosyal. 
Ancak Erzin'de bazı zincirleri kıramadığımızdan dolayı sosyal gelişimi zekâya uygun şekilde yapamadık. Müzik, resim ve beden eğitimi öğretmenleri zamanında gelmediğinden Erzin'de sanatçı yetişmedi. Fakat bundan sonra çok iyi sanatçıların yetişeceğine inanıyorum. 
Atatürk ne diyor? 
"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir." 

"Önemli olan, çocuğun kendi olabilmesi"

Bizim çocuklarımız hep toplum baskısı altında yetişiyorlar. Şu nedirrr? Bu nedirrr? Kendi olamıyor. Önemli olan, çocuğun kendi olabilmesi. Eğer bunu başarırsak Erzin'den çok iyi cevherlerin yetişeceğine inanıyorum. Çünkü bizim zamanımızda Erzin'de lise yokken, çevredeki liselerin birincileri hep Erzinliydi, her öğrenci başarılıydı. Hatta Diyarbakır'da profesör Ayşe Başaran şöyle demişti: 
"Ya Tokat'tan, Yozgat'tan, Çorum'dan daha çok Erzinli öğrenci var üniversitelerde. %91'i fen dalında eğitim görüyor."
Kültür bakımından Erzin gelişmişti. Hatta 1934 yılında Adana'da çıkan bir gazetede Erzin'i tanıtırken, "Münevver insanların toplandığı yer" diyor. O zaman zaten mutasarraflık da olmuş Erzin ya. Mutasarraflık olduğu için yani eğitim bakımından da iyi. 
Osmaniye'ye buradan yayan gidenler Osmaniye'de ortaokul varken orada okurlarmış. Biz Gazi Antep Öğretmen Okulu'nu okulunu kazandığımızda altı vilayetten elli bir öğrenci yatılı okudu; altısı Erzinliydi. Ya bizim devredeki arkadaşımız meselâ Muhteşem Mahmutluoğlu, Ali Karakurum; Türkiye çapında puanlar alan öğrencilerdi. Öğretmen okulunu Türkiye birincisi olarak kazanmıştı Muhteşem. Ali zaten Robert Kolej'de okudu.
Atatürk'ün kütüphanecisi...
Kütüphaneye adını veren Nuri Ulusu'nun fotoğrafı (sağda, ayakta duran)
 


Nuri Ulusu...

Kütüphane adının içinde geçen Nuri Ulusu'yu da tanıtır mısınız?
Nuri Ulusu adını belediye başkanımız sayın Ökkeş Elmasoğlu koydu. Nuri Ulusu, Atatürk'ümüzün kütüphanecisi. Hatta onun babası ile birlikte Bandırma Vapuru'na binmiş Atatürk. Nuri Ulusu da çocukmuş. O zaman Bandırma Vapuru'nda Samsun'a gitmişler.

"Erzin'e ilk kütüphaneyi biz kurduk"

Erzin'de kaymakamlığa bağlı bir ilçe kütüphanesi bulunuyor. Kentimize ikinci bir kütüphaneyi kurma ihtiyacı neden duyuldu? Bu kütüphane fikri kime aitti?
Erzin'e ilk kurulan kütüphaneyi de İbrahim Öktem arkadaşımızla biz kurmuştuk. O zaman 80'li yıllarda sıkıyönetim komutanı vardı Dörtyol'da. Ona gittik. "Erzin'e bir kütüphane gerekli" dedik. Daha sonra işte Kırıkhan Lokantası'nın (şimdi bulunduğu) yerine bir kütüphane açıldı. Hatta onu boyasını bile biz yaptık. 
Sonra kütüphanenin yerine (kütüphanenin devamı olarak başka bir yerde) rahmetli Ökkeş Süzer bir kütüphane yaptırmıştı. Çok da sağlam çok da güzeldi. Bir duydum kütüphane boşalmış yerine öğretmeni evi yapılıyor. O zaman uyanmadım, eğer ki uyansaydım Ökkeş abinin çocuklarına (söyler) o kütüphaneyi belediye kültür sarayı olarak yapardım.  
O zamanlar kütüphaneye gidiyordum, en az yüz çocuk oluyordu. Her çocuk kütüphaneden kitap alıp okuyordu. 

"Erzin'in merkezinde kütüphane gerekli"

Üç kilometre aşağıya yapılınca on liraya gideceksin, on liraya geri geleceksin yirmi lira. Yedi yaşındaki, sekiz yaşındaki çocuk nasıl gidecek oraya? Nasıl gelecek? Bunu velisinin götürmesi lâzım, getirmesi lâzım. 
Erzin'in merkezinde bir kütüphane olması gerekliydi. Çocukların rahat kitaplara ulaşması için, çocuklarımızın okuması için... 
Bak okullarda, üniversite sınavlarında, fen lisesi sınavlarında başarılı olan çocuklar çok kitap okuyan çocuklardır. Çocuğun okuması hızlıysa okuduğunu daha iyi anlar. Soruları daha çabuk zamanda okur, daha çabuk anlar. Zamanı yetiştirme problemi oluyor bazılarında. Niye zamanı yetiştiremiyor? Okuması zayıf, okuduğunu anlamıyor. Anlamadığı için soruları da cevaplandıramıyor. 
Bence en az lise 1'de bir yıl çocukların Türkçe veya matematik hazırlık sınıfı görmeleri lâzım. Okumalarını hızlandırması, hızlı okumayı öğrenmesi lâzım. 
"Bizim çocuk çok zeki ama" diyor veliler, "hiç ders çalışmıyor." 
Çocuk birinci, ikinci sınıfta hızlı okumaya alışmamışsa okuduğunu anlamıyor, okuduğunu anlamayınca zevk almıyor, başarılı olmuyor. Bir insan bir işte başarılıysa ondan zevk alır. Çocuk, kitabı okuduğunda onu anlasa zevk alsa devamlı ders çalışır. Ders çalışmamalarının sebebi bilhassa meslek lisesine giden öğrencilerden okumanın hızlı olmamasından kaynaklı.
Atatürk Parkı kafeteryasında
Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi'nden bir kare

Düşünceden Harekete

Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi konusunda detaylı bilgi edinmek için sorularım olacak, ama önce kütüphanenin oluşturulup halka açılışına kadarki süreci anlatır mısınız?
Ben belediye başkanımız Ökkeş Elmasoğlu'yla görüştüm. "Bir kütüphane açalım" dedim. Belediyenin bütçesinin zayıf olduğunu filân söyledi. Ben dedim ki: "Başkanım, senden hiç para çıkmayacak, belediyeden hiç para çıkmayacak, ben bunu yaparım. Bana bir yer göster." Hatta "Ben" dedim, "parayı toplayacağım, bir yer kiralayacağım, buraya kitapları dolduracağım, raflarını da, oturaklarını da alacağım." Böyle söyledim. Belediye rafları yaptırdı. Ben de kitapları getirttim. 

Ali Yerlikaya'dan Üç Bin Kitap

Sonra arkadaşlardan topladık. Meselâ bi arkadaşım beş yüz dolar gönderdi o zamanın parasıyla sekiz bin beş yüz (lira) müydü neydi Emine İnce diye. Ali Yerlikaya İstanbul valisiydi. Eşi de öğrencimdi. Ona söyledim. Kitap istedik. Üç bin kitap gönderdiler. Ayrıca, "İsterseniz yine de kitap gönderiririz" dediler; fakat yerimiz dar olduğu için, küçük olduğu için tekrar kitap istemedik. Yardımseverlerden para aldık. Onların ismine kitapların üzerine yapıştırdık. Evden bazı arkadaşlarımız getirdiler okudukları kitapları.  

Erzin Atatürk İlkokulu Müze Oluyor

Hasan Hüseyin Güven diye bir arkadaşımız Abdullah doktorun evinin yeri var ya oraya anaokulu yaptıracak. Fen Lisesi'nin kütüphanesini açan çocuk. Şimdi Atatürk İlkokulu'nu restore edip müze hâline getiriyor. Tamam mı? Buraya da onu yaptıracak. "Üstüne de kütüphane yaptırayım" dedi. 

Mustafa Ertaç'ın Hayali

Şimdi sanayi sökülünce oraya belediye binası yapacaklar. Benim hayalim; altı böyle büyük bir salon; oturma yeri filân. Üst tarafta kütüphane, üçüncü kat müzisyenlerin, edebiyatçıların, şairlerin, tiyatrocuların, sporcuların yani sanatseverlerin toplandığı bir yer. Bir tiyatro salonu, bir sinema salonu. 
Ne diyor Atatürk? "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektirrr."
Şimdi başkanın fikri var yani. O yer (yeni belediye binası) yapılmadan önce bir yer kiralayacağız, içerisini döşeyeceğiz. Sanıyorum Hasan Hüseyin Güven bunları yapacak. Kitabı, sandalyesini, masasını, bilgisayarını, sonra klimasını filân o alacak. Bi' de belediyemiz memur verecek. Kütüphane hâline getireceğiz. 
Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi
Kütüphane girişi

Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi Hakkında Kısa Bilgiler

Şu an toplam kaç kitap var?  
Beş bin ilâ altı bin arasında kitabımız var. Bunları bilgisayara geçtiler ama ben o zamandan sonra çok fazla ilgilenmedim. Altı bin civarında kitap var.
Halk kütüphanesi açılış kapanış saatleri kaç ve halk kütüphanesi hangi günler açık?
Öyle bir saat yok. Her saatte buradaki görevliden gelip kitap alınıp tekrar iade edilebilir.
Kütüphaneye üye olmadan girilir mi yoksa üyelik şart mı?
Üyelik şart değil.
Ama üyelik olmadığı hâlde ödünç kitap da veriyorsunuz.
Veriyoruz.
Halk kütüphanesi kitap süresi ne kadar?
Bir hafta. 
Bir haftayı geçerse buradan arıyorlar mı? (Bu soruyu üye olmaksızın ödünç kitap alınmasını düşünerek sordum, giden kitabın peşine düşülüyor mu diye)
Arıyorlar.
Kütüphaneden alınan kitabın süresini uzatmak mümkün mü?
Mümkün. 
Kütüphane kaç kişilik?
Bura otuz kişiyi alır yani.
Peki Erzinlilerin ilgisi nasıl kütüphaneye?
Çok fazla ilgili değiller.

Genel Olarak İyi Bir Kütüphanenin Özellikleri

İyi bir kütüphane nasıl olmalı?
İyi bir kütüphane kitap bakımından zengin olması lâzım. 
Öğrencilerin veya kişilerin rahatça kitap okuyabileceği ortam yaratılmalı. 

Sinema Salonu

Ayrıca sinema salonu bulunmalı. Filmler de orada izlenebilmeli. 
Kişilerin, Türkiye'deki ve dünyadaki iyi yazarların kitapları bulunmalı. Bunlar reyon reyon ayrılmalı. Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde psikolojik ve ruhu güçlendirici, insanlara yön verici kitaplar ve dünyaca meşhur kişilerin bibliyografileri bulunmalı. İnsanlar onların hayatlarını okuyarak örnek almalı. Hedef belirlemeli. 

Kişisel Gelişim Uzmanı

Ayrıca kütüphanede bir de kişisel gelişim uzmanı olmalı. İnsanlar psikolojik rahatsızlıkları veya hedeflerini dünyadaki gelişmeleri ve meslekleri onlardan öğrenmeli. Ona göre yönlendirilmeli. Üniversitelerdeki dalların ve mesleklerin bilgilerinin kütüphanede bulunması, o rehberlik uzamanlarının veya kişisel gelişim uzmanlarının onların yaşantıları hakkında bilgiler vermesi gerekli. 
Erzin Belediyesi
Erzin Belediyesi Atatürk Parkı


1500-1600'lı yıllarda kütüphaneler var. Osmanlı imparatorluğu Türkleri kütüphanelerden uzak tutmuş, Girit'te yahut da Yunanistan'da, başka yerlerde kitaplıklar var. Meselâ Erzin'de veyahut da Osmaniye'de kitaplık yok Osmanlı imparatorluğu zamanında. Ee kütüphane olmayınca insanlar biraz daha cahil kalmışlar. Okuma yazma yok ve cumhuriyet ilân edildiğinde bayanlarda okuma oranı binde beş, erkeklerde yüzde bir, yüzde iki. Meselâ biz 1928 yılında harf devrimini yapmışız. En son okuma yazma bilmeyeni Finlandiya 1926'da gömmüş. Ondan sonra da gelişeceğiz de, Avrupa çapında ilerleyeceğiz. 
İsmail Hakkı Tonguç, İstanbul'dan çıkıyor, saatini satıyor. Düzce'ye gelince yol bitiyor. Katır sırtında beş günde Kastamonu'ya gidiyor öğretmen okulunda okumaya. Yani yol yok, Anadolu'yu ihmal etmiş bu Osmanlı imparatorluğu. İsmail Hakkı Tonguç Almanya'ya gitmiş okumuş, yüksek köy enstitüsünü kurmuş, bizim öğretmenimiz vardı bak burada Abdullah Özkucur burada. İlk köy enstitüsü mezunlarındandı.
Mustafa hocam, söyleşi teklifimi kabul ederek zaman ayırıp Erzin Belediyesi Nuri Ulusu Halk Kütüphanesi hakkında bilgiler verdiğiniz için teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. Dediğim gibi inşallah hayalim gerçekleşir. Öyle bir belediye kültür sarayı özlüyorum. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar onaylandıktan sonra yayınlanır.