Fareler ve İnsanlar Kitap Özeti
Arama Sonuçlarını Almak İçin Buraya Yazın!

Fareler ve İnsanlar Kitap Özeti

John Steinbeck’in 1937’de yayımladığı, orijinal adı “Of Mice and Men” olan Fareler ve İnsanlar romanı hakkında…

Fareler ve İnsanlar

George Milton ile Lennie Small, birbirlerine can yoldaşlığı yapan iki arkadaştır. Bu iki arkadaşın bir ailesi ve sabit bir yaşam yeri olmadığı için, o çiftlik senin, bu çiftlik benim dolaşıp ırgatlık yaparak hayatını kazanmaktadırlar.

İri yapılı ve güçlü Lennie, George'nin yönlendirmesiyle hareket eden, en küçük bir durumda bile onun ağzına bakan yarım akıllı bir kişidir. Clara teyzesi öldükten sonra, George'yle takılmıştır hep. Ama gittikleri her yerde bir hâdise çıkararak kovulmalarına sebep olmuştur. George ne zaman kızsa Lennie'siz daha huzurlu bir hayat süreceğini söylese de, Lennie'nin kendi kendine yetemeyeceğini bildiğinden bu çocuk gibi adamı bırakmamaktadır. Hatta George her sitem edişinde, Lennie, "Beni istemiyorsan alır başımı giderim, dağda bir mağara bulur yaşarım" diyerek blöf yapmaktadır. Arkadaşı da, "Benimle kalmanı istiyorum. Tek başına olsan, çakal diye vuruverir biri seni" demektedir.

En son çalıştıkları yerden nasıl ayrıldıklarını George'den dinleyelim:

"Lennie çok salak olduğundan durmadan başını belâya sokuyor. Kırmızı entarili bir kız görmüş. Bizim aptal, hoşlandığı her şeye eliyle dokunmak ister. Hissetmek ister onu. Uzanmış, kırmızı elbiseyi tutmak istemiş, kız da çığlığı basmış. Lennie o zaman iyice salaklaşmış, yapışmış elbiseye. Aklına bir tek bu gelmiş. Kız da dur durak bilmeden basıyor feryadı. Ben biraz ilerideydim. Bağırışları duydum, koşarak geldim. O sıra Lennie öyle korkmuştu ki, tek düşünebildiği tutunmak, bırakmamaktı. Bıraktırmak için kafasına çitten kopardığım bir sopa indirdim. Öyle korkmuştu ki, bırakamıyordu elbiseyi bir türlü. Çok da kuvvetli. Kalleş kız dosdoğru polise gidiş 'Irzıma geçtiler' demiş. Çiftlikteki herifler Lennie'yi linç etmek için toplandılar. O gün akşama kadar sulama kanalında, suyun içinde oturduk durduk. Bir tek kafalarımız suyun üstündeydi. Kanalın kenarındaki otların altına uzatıyorduk. Gece olunca kirişi kırdık oradan."

Bundan sonra iki arkadaş yine bir çiftlik işi için yola düşerler. Zaten hikâye de burada başlıyor.

George, Lennie'yi oraya vardıklarında ağzını hiç açmaması hususunda tembihler. Çiftliğe geldiklerinde Lennie'ye sorulan her soruya George'nin cevap vermesi tepki çeker.

Patronun boksör oğlu Curley, daha ilk iş gününde Lennie'ye kafayı takar. 

Çiftlikte temizlik işine bakan Candy'ye göre; 

"Curley de bütün bodurlar gibi iri yarılardan hoşlanmaz. Durmadan onlara bulaşıp hır çıkarır. Sanki kendi iri değil diye onlara kızıyormuş gibidir."

George ile Lennie'nin günün birinde, zamanı gelince gerekli parayı denkleştirip toprak sahibi olma hayali vardır. Araziye küçük bir ev inşa edecekler, hayvan yetiştirip, sebze ve meyve dikeceklerdir. Hasattan sonra elde ettikleri ürünleri başkasına vermek yoktur artık. Hepsi kendilerine kalacaktır. Yiyebildiklerini yiyecekler, yiyemediklerini satacaklardır. Kışın sobaları hiç sönmeyecek, sıcacık evde yağmurun sesini dinleyeceklerdir. Bir dost gelir diye fazladan bir yatakları olacak, ona "Gece kalsana" diyeceklerdir. Tavşanları da olacaktır. Eğer Lennie bir vukuat çıkarmazsa tavşanlara o bakacaktır. Lennie bunun hayaliyle yaşamakta, George'ye sık sık bunları anlattırmaktadır. Aslında bir yer bulmuşlardır ama paraları eksiktir. Onların bu hayalini işiten Candy de bankada bir miktar parasının bulunduğunu, gerekli meblâğın yarısını verebileceğini söyleyerek aralarına almalarını önerir. George sıcak bakar. "Sanki ömrümüz boyunca arpa çekecekmişiz gibi çalışmaya devam edin. Sonra günün birinde hop diye çeker gideriz buradan" der.

Onların bu hayaline inanmayan ve dalga geçenler de vardır. Çünkü onlar da diğer mevsimlik işçiler gibi aynı hayali kurmaktadır. Ama toprak sahibi olmak isteyen her işçinin, biriktirdikleri parayı genelevde ve kumarda harcadığına şahit oldukları için George ile Lennie'nin de aynı sonu yaşayacağını düşünmektedirler.

Fareler ve İnsanlar Kaç Sayfa?

George Milton ile Lennie Small adlı iki arkadaşın ortak hayallerinin gerçekleşmesi uğrundaki serüvenine 106 sayfa boyunca eşlik ediyoruz.

John Steinbeck - Fareler ve İnsanlar konusu
John Steinbeck - Fareler ve İnsanlar


Fareler ve İnsanlar Yorum

Fareler ve İnsanlar ana fikri hususunda görüşümü soracak olursanız; yazar, bir insanın tam mutlu bir hayat sürmesi için onun mülkiyet özgürlüğüne sahip olması gerektiğine vurgu yapmıştır diyebilirim. Çünkü araziye sahip olduktan sonrasını anlatan George'nin şu sözleri, hürriyet ve serbestlik özlemini getirdi aklıma:

"Bizim kendi malımız olacak orası. Kimse bizi kapı dışarı edemeyecek. Diyelim ki, kasabaya bir sirk geldi ya da karnaval var. Ya da futbol maçı falan. Kalkar gideriz, kimseden izin istemeyiz. Ülkenin dört bir köşesini ha babam, de babam dolaşıp durmak yok! Hayır efendim, barakalarda uyumaya paydos, biz artık kendi evimizde yatacağız. Ekini biz ekecek, hasadını yine biz toplayacağız. Kışları yağmur yağınca, boş ver işi gücü diyeceğiz, sobamızı yakacağız, oturup yağmurun damlardaki sesini dinleyerek keyif çatacağız. Gel keyfim gel!" 

Ki zaten yukarıda da, toprak sahibi olma hayalini her ırgatın kurduğu bahsine değinilmişti. Üstelik George'nin zaman zaman Lennie'nin ayak bağı olduğunu söyleyerek kafasına göre yaşayamadığını dillendirmesi ve hikâyenin sonundaki eylemi de özgürlüğe kavuşmak adına olabilir diye düşünüyorum. Fareler ve İnsanlar ne anlatıyor sorusuna verilebilecek ilk cevap kanımca budur. İkinci cevap olarak da, insanın hayallerle yaşayabildiği, sıkıntılara katlanabildiği anlatılmış, görüşünü paylaşabilirim sizinle. Tabi bu benim yorumum. Kitaptan bunu anladım.
Birçok yerde Lennie hep saf olarak tarif edilmiş. Onun çocuk gibi hareket ve konuşmalarından herkes bu anlamı çıkarabilir. Ta ki beşinci bölüme gelene kadar. Ambarda yavru bir köpeği tokatlayarak öldürmesi ve öfkelenerek hayvanı uzağa fırlatması Lennie'ye karşı nefret hissi oluşturdu bende. Duyar kasmıyorum. Gerçekten böyle. Lennie'nin bu biraz psikopat huyu bana "Hanzo"yu hatırlattı.
Curley'in karısının yer aldığı paragraflar, romanın en eğlenceli kısmı bence.
Çiftlikte bulunan tek kadın olduğu için komşuluk edecek bir kapısı yoktur. Bu yüzden fırsat buldukça süslenip püslenip işçilerin yanına gelerek, "Curley'i göreniniz var mı" diye sormaktadır. (Bu cümle aklıma geldikçe gülüyordum bir ara) Adamlar da her seferinde, "Erkeklerin içinde ne işin var? Kadın kısmı evinde oturur. Kocanın başını belâya sokma" diyerek terslemektedir. O gidince bu kez kocası gelmekte, "Karımı gören var mı" diye sormaktadır. 
Çiftlik çalışanlarından Whit'in, "Vaktinin yarısını onu aramakla geçiriyor sersem. Öbür yarısında da karısı onu arıyor" sözü iyiydi doğrusu.
Romanda pek hareket olduğu söylenemez. Genellikle diyalog şeklinde ilerliyor. Meselâ işçilerin mesai hâllerine hiç girilmemiş. Çalışmaya gittiklerinden bahsediliyor ama o kadar yani. Tarla maceraları anlatılmıyor, demek istiyorum. İnsanların birbiriyle olan ilişkileri ön plânda.
Etiketler

Yorum Gönder

4 Yorumlar
Yorumlar onaylandıktan sonra yayımlanır.
  1. Diyaloglu kitapları severim ben, güzel bir kitaba benziyor, tanıtım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumuz için ben teşekkür ederim. Keyifle okudum. Tavsiye ederim.

      Sil
  2. İnsana saldırmadıktan sonra bir hayvanın öldürülmesi cinayettir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavru köpek herifin elini ısırmaya çalıştığı için tokatlayarak ölümüne sebep oluyor.

      Sil