Bundan üç hafta evvel; Devlet Hastanemize uzman doktor ataması yapılmadığı için Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklamasıyla karışık bir protesto gösterisi gerçekleştirilmişti. Gösteri başlamadan önce meydana vardığımda, onu bir oraya, bir buraya koştururken; yani her zamanki gibi hareket hâlinde görünce bu kez farklı bir hisse kapıldım. Basın açıklamasının tam olarak yapılacağı yerden uzakta duran vatandaşlara, "Öyle uzaktan seyretmekle yetinirseniz, hiçbir meseleyi çözemezsiniz" gibisinden, beyinlerde şimşek çaktırıcı o kelâmı ettiği an, üstümdeki ölü toprağının ağırlığını hissettim. Bir insan hiç mi yorulmaz, usanmaz, pes bayrağını çekmez... Bayrağı çekmek şöyle dursun; bu insan, elinde bayrakla en önde ilerliyor. Erzin'in entelektüel aktivisti, yılmaz savunucusu, fikir ve eylem adamı, avukat Mehmet Akif Özer'den bahsediyorum. Şimdilerde, Erzin Kent Konseyi Başkanı da olmuş ya; Hayallerin gerçekleşiyor, muradına erişiyorsun Akif abi, diye müjdelemek istiyorum onu. Çünkü Akif Özer'in lûgatında "yılmak, boş vermek, umutsuzluk" gibi negatif sözcüklere yer olmadığından, bunu hak ettiğine inanıyorum. Ona güveniyorum. Çünkü; nerede-nasıl-ne zaman konuşacağını, neyi-niçin yaptığını gayet iyi biliyor. Düşüncelerinden korkmuyorum. Çünkü niyeti iyi. Onun popüler ve meşhur olmak gibi dertleri de yok ki şov yapmıyor zaten. Herkesin dünya görüşüne saygılı. Akif Özer bu toprağın bereket simgesidir, kanaat önderidir, değeridir, daha romantik bir deyişle; kıymetlisidir. Abartmıyorum, saçmalamıyorum... Yurtsever Akif Özer'in kent konseyi başkanlığında bizler önce bir aydınlanma çağına gireceğiz. Sonraysa aydınlanan her bir Erzinli olarak, yeni Erzin'e yapı taşı olacağız! Akif Özer'in; "Yerellerden Yeni Bir Topluma" ve "Yeniden Yeni Bir Erzin" adlarında iki kitabı var. Şimdi ben; Eseli Mahallesi Aile Çay Bahçesi ve Spor Kompleksi (Sığırgölü)'nde yaptığımız söyleşiye geçmeden evvel, "Yerellerden Yeni Bir Topluma" kitabından bir pasaj aktarmak istiyorum. Zira bizim düşüncelerimizi "ütopya" sananlar çıkabilir: "Bu kitabı okuyan birçok insan, yazılanların hayal olduğunu ve gerçekleşemeyeceğini ileri sürebilir. Böyle düşünen bireyin bu tarz yaklaşımı kendince doğrudur. Çünkü; ona (veya sana) öğretilen ve bilgilendiği kültür, böyle düşünmesinin doğru olacağını öğretmiştir. 'Senin bugünkü yaşamın dışında başka bir yaşam yoktur." (denmiştir) Kabaca topluma baktığımızda, toplumdan gelen yansımalar bizlere bu mantığın doğru imiş gibi göründüğünü algılatır. Yanlış da sayılmaz. Niye? Çünkü birey ve toplum yıllardır maruz kaldığı kişilik erozyonu nedeniyle, yabancılaşmış durumuyla ve atomize olmuş (Yönetim erkini elinde bulunduranların, politikaları üzerindeki halk baskısını ortadan kaldırmak için örgütlenme yetisinden uzaklaştırma hareketi) hâliyle, öngörülen toplumun kısa bir zaman içerisinde gerçekleşeceğini kabul etmek mantıksızlıktır. O nedenle bugünkü sosyal mantığın öngördüğü yaklaşım biçimleriyle ondan ayrı, yeni sosyal mantık oluşturmalıyız. Önce sen kendin değişeceksin. Bir fikir, ortaya atılmakla kendiliğinden gerçekleşmez. Yeni sosyal mantık kendi örgüsü içinde öngördüğü toplumsal yapının oluşumu için yerel alanlarda en küçük birimlerden başlayarak formasyonunu oluşturmalıdır. (Belirli bir düzeyde eğitim görmeli, yetişmelidir) Onun için teorik söylemden ziyade, pratiğin kendisi olunmalıdır.”
Erzin Kent Konseyi
Kent Konseyi nedir?
Yerel demokrasinin geliştirilmesi için belediye kanununa koyulmuş bir maddeden yola çıkarak oluşturulan bir sivil toplum örgütlenmesi, diyebiliriz. Kent konseyinin örgütlenmesinde; herhangi bir siyasî grubun, kendini ifade etmesi söz konusu değildir. Sadece, Erzin’de yaşayan halkın, belediye yönetimine etki edebilecek yolları açmaktır. Yani, Erzin’de yerel demokrasiyi topluma anlatmak ve yerel demokrasinin yerleşmesini sağlamak, Erzin’i idare edenlerin halka daha çok yüzünü dönmelerini sağlamak, yapılamayan, eksik kalan işlerin yapılabilmesi için kamuoyu baskısı oluşturucu bir organizasyondur. Ama kent konseyinin, işlerin yapılması noktasında bir yetkisi yok, emir vermek gibi bir yetkisi yok. Halktan gelen talepleri raporlayıp, belediye meclisine sunar. Belediye meclisince kabul edilenlerin de takipçisi olur. Kent konseyi önemli bir oluşumdur. Halk, kendisi için neyin daha iyi olduğunu yöneticilerden daha iyi bilir. Halktan kopuk idarecilerin alacağı kararlar, halkı hep mağdur etmiştir. Bir örnekle açıklayalım; imar plânı değişikliği halktan kopuk yapılıyor, halka danışılmıyor. Bu yüzden birçok kişi mağdur oluyor. Siyaseten güçsüz, oy potansiyeli düşük vatandaşların arsasında yapılan tadilâtlar, imar pozisyonu o vatandaşımızı ekonomik anlamda mağdur etmektedir. Bazı insanların yerleri yeşil alan, yol genişletilmesi, cami ve okul gibi işlemlere tabi tutulurken, siyaseten etkili insanlar bu saydıklarımı başka yere kaydırtabiliyor. Kent konseyinin amacı; yöneticilerle halkı uzlaştırmaktır, halktan yana karar almalarını sağlamaktır.
Erzin Kent Konseyi kimlerden oluşuyor, kısaca tanıtır mısınız?
Erzin Belediye Meclisi'nde; yanlış hatırlamıyorsam CHP Meclis Üyesi Necdet Sökmen arkadaşımızın, Kent konseyinin kurulması yönünde önerisi olmuş. Belediye Meclisi ile Belediye Başkanı, teklifi olumlu karşılamış ve kurulması kararını vermişler. Belediye Başkanımız Kasım Şimşek; ilçemizdeki kooperatiflere, derneklere, odalara, muhtarlara, kaymakamlık temsilcisine, belediye temsilcisine ve siyasî partilere bir davette bulundu. Çoğu da buna iştirak etti. Kent konseyinin kuruluşu için yapılan genel kurulda Kent Konseyi Başkanlığı'na benden başka hiç kimse aday olmadı. Oylama sonucunda oy birliğiyle Erzin Kent Konseyi Başkanı seçildim. Fakat öncesinde, yürütme kurulu seçilmişti zaten. Onların isimleri şöyle: Ali İhsan Özay, İlmisev Kılaç, Necdet Sökmen, Mehmet Özsoy, Erzin Bisiklet Spor Kulübü Derneği Başkanı Adem Çevik, Erzin Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Songül Karaosmanoğlu, Eğitim-Sen Erzin Temsilcisi Şaban Vural, Yeşilkent Sulama Kooperatifi Başkanı Mustafa Vural, muhtarları temsilen Kadir Kürtül ile Mehmet Genç. Bu arkadaşlarımız da genel kurulda oy birliği ile Kent Konseyi Yürütme Kurulu’na asil üye olarak seçildiler. Yasa gereği belediye başkanlığından genel sekreter istedik. Oradan bize önerdikleri üç isim içinden Kürşat Kunt arkadaşımızı Erzin Kent Konseyi Genel Sekreterliği’ne ben atadım. Yine genel kurulda Kadın Meclisi Başkanlığı’na Songül Karaosmanoğlu, Gençlik Meclisi Başkanlığı’na Mehmet Özsoy seçilmiştir.
AKP’li bir belediye başkanının, Kent Konseyini kurdurmuş olması sanki kent konseyinin AKP’nin bir uzantısı gibi algılanmasına neden oldu. Siz ne dersiniz?
Güzel bir soru sordun. Fırsatını bulmuşken birde buradan izah etmek istiyorum: Bugünkü belediye başkanının AKP'li olması ve bu AKP'li belediye başkanının kent konseyini kurması sebebiyle bazı insanların bize, "belediye başkanının adamları" gözüyle baktığını biliyoruz. Bu tamamen yanlış bir algı. Kent konseyi siyaset yapamaz. Dili siyasî olabilir ama siyaseten taraf değildir. Erzin'e hizmet yapılmasının, eksiklerin tamamlattırılmasının, her kesimden insanın sorunlarını dile getirmesinin plâtformudur kent konseyi. Siyasetten tamamen arı olduğumuz için belli bir partinin politikasını gütmeye kalkarsak ayağımız sakatlanır ve görevimizi yapamayız. Politik taraf tutarsak Erzin hizmet kaybeder. Yerel seçim döneminde benim CHP'den aday adayı olmam, yürütme kurulundaki arkadaşlarımın bazısının sol görüşlü olması nedeniyle kimi AKP'liler, belediye başkanı Kasım Şimşek'i, "Kent konseyini solculara teslim etmekle" kimi CHP'lilerse bizi, "AKP'nin adamları olmakla" suçluyor. Çaprazdan benzer suçlama gelince, "Doğru yoldayız, doğru işi yapıyoruz" diyoruz. İçimizde sağ görüşü temsil eden arkadaşlarımız da var. Hizmetin siyaseti olur; siyasete hizmet olmaz. Siyasetin de siyasetçinin de amacı Erzin’e hizmettir. Her kim Erzin’e hizmet etmek istiyorsa buyursun gelsin. Onlarla birlikte çalışmak konseyin genel amaçlarındandır. Ben şahsen Belediye Başkanımız Kasım Şimşek'i; kendisini denetleyecek, hizmetlerin gerçekleştirilmesi için ön ayak olacak, Erzin Belediyesi'nin yapamadığı işlerde eleştirecek bir organizasyon kurduğu için kutluyorum. Bir dönem kendine rakip olmuş insanların bu kurulda yer almasına imkân tanımıştır ve her türlü desteği de veriyor. Eğer siyasî rakip olduğum kişi bana bu alçakgönüllülüğü ve olgunluğu gösteriyorsa; bize onu kutlamak düşer. Yanlış işler yapılırsa karşısındayız, doğru işler yapılırsa yanındayız. Aynı şekilde; CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı da yeri gelir eleştiririz, yeri gelir tebrik ederiz. Erzin'in çözüm bekleyen sorunu çok, bizimse siyaset yapacak vaktimiz yok. Bugün bir otogar teslim edilemedi daha. Arıtma tesisi bütçeye girmedi, unutuldu. Yollarımızın asfaltlanması durdu. İçme suyu problemimiz sürüyor. Geçenlerde yaşanılan sel felâketi kimlerin ihmali? Asıl mesele; yaşarken sahip çıkabilmektir. Kent konseyi sorunun ihmali ile ortaya çıkacak bu gibi felâketlerin önüne geçilmesi için de var. Kim nasıl bakarsa baksın, bizler kendisinden emin insanlarız. Bu kervan yürüyecek.
"Erzin'i unuttular"
Erzin Devlet Hastanesi'yle ilgili olan malûm durumu bir kez
de söyleşimiz aracılığıyla dile getirir misiniz?
Yaklaşık 6-7 yıldır hizmet veren Erzin Devlet Hastanesi'nde dönem dönem hekim sayısı tam oldu, çalışmalar güzeldi. Fakat birden bire uzmanlarımız, doktorlarımız çekip çekip gitmeye başladı. Kimisi bunu ekonomik sıkıntıya, kimisi sosyal yetersizliğe bağladı. Ama biz duyuyoruz ki; Erzin Hastanesi'ni statüsü gereği Dörtyol Devlet Hastanesi'ne ek hizmet binası şeklinde ilave edeceklermiş. Bir Erzinli olarak ben bunu reddediyorum. Dörtyol Hastanesi, Erzin Devlet Hastanesi'nin ek binası olsa, Dörtyollu bunu kabul eder mi? Tabi ki hayır! Bununla ilgili yaptığımız basın açıklamasına rağmen; bir muhalefet milletvekili bizi arayıp, "Sorun nedir, ne yapabiliriz" demedi. Yine muhalefet milletvekillerinin iktidarın Dörtyol milletvekiline, "Sen Dörtyol'a 300 yataklı hastane yapıyorsun, tebrikler, hizmet hizmettir. Ancak Erzin'de de bir devlet hastanesi var, doktor yok, halk perişan" diye hiç beyanda bulunduğunu görmedik muhalefetin. Muhalefet de unuttu Erzin'i, AKP de unuttu Erzin'i. Ama hastaneye kasım ayında doktorların geleceğini söylediler. Yetkililerin sözüne güveniyoruz. Bu işin takipçisiyiz. Bölge milletvekillerimiz sadece afet olunca ilçemizi hatırlamasınlar. Taziye ziyaretlerinden ziyade onları sorunların çözümü için halkla istişare ederken görmek istiyoruz.
"Erzin Devlet Hastanesi'ne atanmayan doktor için yapılan basın açıklamasına 300 kadar vatandaşın katılması bizleri üzdü" dediğinizi okudum gazetede. Bu pasifliği, uyuşukluğu, kent konseyi değiştirebilecek mi sizce?
Bir toplumda yaşayan bireylerin sorunu algılama biçimi çok önemlidir. Yukarıda da belirttiğim gibi; bizi yanlış algılatan birtakım fitne fesatların kara propagandası sonucunda o sözlere aldanıp aramıza katılmayan insanlar bize destek vermemiş olmuyor; kendi sağlıklarıyla oynuyorlar aslında. Erzin'de çoğu kişi sorunla yaşamaya alıştırmış kendini. Sorun denen şey, onlar için bir yaşam biçimi olmuş. Nerede böyle toplumsal duyarlılık gerektiren sesli-sözlü toplantı yapılsa, hemen fitne fücur tayfası piyasaya çıkıp sorunun çözülmesi adına değil de, daha fazla katmerleşmesi adına yoğun bir çaba sarf ediyor. Çünkü sorun çözülürse o fitnenin gerçek yüzü gözükecektir. Onlar bana göre statükocu çetedir. Bencildir. Yeter ki, hemşehrilerimiz bizimle hareket etsin. Erzin'in ayağını tökezletmeye uğraşan, Erzin'in bu hâlde kalmasından kendine siyasî ve ekonomik çıkar sağlayan insanların bu münafıkça davranışlarına karşı uyanık olsun. Erzinlilerin üzerindeki bu uyuşukluğu veya duyarsızlığı kaldıracağız. Halkımız aslında duyarlı, her şeyin farkında ama önce bize güvenecek. Kafası karıştırıldığından duyarsız kalıyor haliyle. Halkımız iyi takip ediyor, Kent konseyi güvenilir bir yapı olduğunu ispatladığında ona her türlü katkıyı verecektir. Biz ifadelerimizde bazılarını kızdırmış olabiliriz. Ama sonuçta Erzin'imizin iyiliği ve güzelliği için çalışıyoruz. Erzin'imizin iyiliği ve güzelliği için çalışan her kim olursa olsun Erzin Kent Konseyi olarak her zaman onlarlayız. "Bunlar da kim, boş verin, desteklemeyin, onlar şöyle, onlar böyle" diyen köstek tipler Erzin’in kalkınmasının prangasıdır. Erzin’i bu tip insanlardan da kurtaracağız. Bizlerin endişesi, üzüntüsü; halkımızdan bazı kişilerin bu fitnelerin dolduruşuna gelerek, kendisi için dahi mücadele eden kişileri taşlaması. Atılan her taş, bizim gönlümüzü yaralıyor. Erzinliler, Erzin Kent Konseyi'nden yana dursunlar ki sorunun değil de çözümün bir parçası olsunlar. Biz, Erzinlilere güveniyoruz. Erzinliler de bize güvenmekte tereddüt etmesinler. Erzinliler uyanık olmalı. Erzin’in kalkınmamasına, sosyal barışın sağlanmamasına, gençlerin uyuşturucu kullanmasına göz yumulan, bürokratlarca ilgisiz bırakılan bir Erzin ve her geçen gün ekonomik, sosyal yıkıma doğru giden bir Erzin’den yana mı olacaklar; yoksa, Erzin’i her yönden kalkındırmak için mücadele eden insanların yanında mı olacaklar? İleri ki zamanlarda iyi ile kötünün saflaşması daha da netleşecektir. Bahsettiğiniz uyuşukluğu değiştiremez ise kent konseyi işlevini yerine getiremiyor demektir.
![]() |
Av. Akif Özer'le Eseli Aile Çay Bahçesi ve Spor Kompleksi'nde görüştük |
"Hatay'ın diğer ilçelerine verdikleri değeri Erzin'e de versinler"
Halk Bankası, Özel Harekat, Türk Telekom ve Tedaş'ın
kaybından sonra; yakında Adliye, Maliye, Nüfus, Tapu Müdürlüklerinin de
Dörtyol'a taşınmak için sıra beklendiği söyleniyor. Bu, gerçekten ve kesinlikle
olacak bir şey mi; yoksa, siz bir tahmin mi yürütüyorsunuz?
Bu bizim öngörümüz. Çünkü; Halk Bankası kâr edemediği için, Özel Harekat'e yer verilmediği için, Telekom ile Tedaş özelleştirildiği için Erzin'den taşındı. Adliye, Maliye, Tapu gidebilir mi? Gidebilir. Zira iki yıl evvel, Türkiye genelinde bazı ilçelerdeki adliyeler kapatılmıştı. Erzin adliyesi de bunların içindeydi fakat, o dönemde ben ve Hayat Baro Başkanımızın baskıları sonucunda adliyemizin kapatılmasını engelledik. Lâkin yine Erzin adliyesinin kapatılacağı söylentisi var. Çünkü Erzin'in bir adliye sarayı yok. Hâlâ hükûmet konağının içerisinde bir koridora sıkıştırılmış biçimde, fiziken elverişsiz koşulda adalet dağıtmaya çalışıyoruz. Ve buraya bir adliye sarayı yapılmadığı sürece, "Acaba adliyemizi kapatacaklar mı" diye hep şüphe edeceğiz.
İlçede hiçbir hizmet birimi bulunmayan, boş bir Erzin'in
akıbeti nasıl olur veya gidişatı ne tarafadır?
Bir kere biz Erzin Kent Konseyi olarak Erzin'in boşaltılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Allah'ın izniyle ileride daha güzel olacağına inanıyoruz memleketimizin.
Belediye Başkanı Kasım Şimşek'in konseye ilgisi nasıl?
Ben kendisine teşekkür ediyorum: Belediye Meclis Toplantı Salonu'nu, Kent Konseyi yürütme kurulu toplantılarına açmıştır. Genel Kurul toplantısında da gereken desteği vermiştir. Bunu okuyan bazı şahıslar yüksek ihtimalle, "Aha! Tamam işte burada Kasım beye teşekkür ediyor. Gördün mü; onun adamı bunlar" diyecekler. Varsın desinler; bu kervan yürüyecek.
Büyükşehir’e bağlanmak sizce nasıl oldu?
Köylerimiz açısından hiç iyi olmamıştır. Hizmetlerin zamanında ulaşması ve az maliyetle en hızlı olacak şekilde yerel hizmetlerin yapılması gerekir. Büyükşehire bağlanmak bu anlamda iyi olmamıştır. Erzin’in birçok geliri büyükşehire aktarılmıştır. Yasa gereği Erzin Belediyesi’nce aktarılan gelirlerin ne kadarı Erzin’e hizmet olarak dönecek; merak konusu. Yasal düzenlemelerdeki bazı uygulama boşlukları hangi hizmetin hangisi belediye başkanlığının görev ve yetkileri içindedir; bu tam açıklığa kavuşmamıştır. Erzin’de Büyükşehir yetkilisi kim olacak; o daha netleşmemiştir. Haliyle bu boşluk nedeniyle yetkisiz yetkililer bir şeyleri yapmaya çalışıyorlar. Fakat şu bir gerçektir ki; Erzin, projelendirilen hizmetlerin hayata geç geçecek olmasından dolayı bir sıkıntı içerisinde. (Otogar hâlâ teslim alınamadı) Büyükşehir olunması nedeniyle idarî organizasyonu oturtmaya çalışıyorlardır. Haliyle aksaklıklar yaşanacaktır. Bence büyükşehire dahil olunmasaydı Erzin olumlu işleri daha tez yakalayabilirdi. Çünkü bilindiği gibi ilçemiz ileriye dönük projeler içinde bir sanayi alanı. Artık buradan elde edilecek gelir -yanılmıyorsam- tamamen büyükşehire geçecek. Arıtma tesisi her ne kadar unutulmuş olsa da, kanalizasyonu kim yaptı? Otogarı kim yaptı? Kesimhaneyi, asfaltları, park ve bahçeleri kim yaptı? Dereyi kim ıslah etti? Bunların içinde eksiklikler de vardır mutlaka. Geçmişe baktığımda; önceki dönemlerin belediye başkanları da kendi olanakları gücünde bir şeyler yaptı Erzin'e. Şimdiyse Kasım Şimşek iktidar partisinden olmasının avantajından yararlanarak bunları gerçekleştirdi. Bu zaten onun görevidir. Eleştiri de yaparım: Kanalizasyonun yanında su şebekesini de değiştirebilirdi. Kanalizasyon deşilirken Tedaş'ın tüm telleri alta inebilirdi. Kanalizasyon boruları beton yerine plâstikten de olabilirdi. Molozların temizlenmesi için büyükşehirden onay alınması gerekmiyor meselâ. Ama şimdi biz yapılan hizmetleri yok saysak, bu haksızlık değil midir? Bir vatandaş olarak elbet teşekkür edeceğim. Kurtarabildiği kadar çamurdan kurtardı ilçemizi. Yapılamayan yerleriyse büyükşehir yapacak. Zamana ihtiyaç var. Birden bire olacak şey değil bunlar. Büyükşehir belediyemizin elinde sihirli değnek yok ki; dokunsun hemen hallolsun. Kent konseyi olarak; büyükşehir bize hizmet yaptığında teşekkür edeceğiz, yapmadığında eleştireceğiz. Büyükşehirin, Erzin'e en güzel hizmetleri getireceğine inanıyoruz. Ama bizim için ivedilik gerektiren hizmetlerde lütfen geç kalmasınlar. Hatay'ın diğer ilçelerine verdikleri değeri Erzin'e de versinler.
Hemen hemen her sosyal faaliyette ya öncülük yapıyorsunuz ya da destek veriyorsunuz. Mesleğinizi yaparken zorlanmıyor musunuz?
Bazı kişiler beni ekonomik olarak yıpratıp toplumsal sorunlarla mücadele direncimi kırmak için, bana davasını vermek isteyen insanlara, "O zaten boş işlerle uğraşır. Şimdi kim bilir hangi mitingde, hangi gösteridedir! Ne avukatlığını göreceksin. Bürosunda dahi bulamazsın. Başka avukat tut" diyorlar. Ben işimin de başındayım. Avukat dediğiniz, bürosunda çok oturamaz; oturuyorsa işini takip etmiyor demektir. Gerektiği zamanlarda büromdayım. Ben de bazı Erzinlilerin kahvede oturacak boş zamanı nasıl bulduklarına şaşıyorum. Oysa yapacak o kadar iş var ki. İşimden artakalan zamanlarda ilgileniyorum Erzin’in sorunlarıyla. Memleket meselelerine kafa yorduğum için, Erzinliler daha huzurlu olsun diye çözüm üretmeye çalıştığım için şeytanın işbirlikçileri "boş işlerin adamı" diyorlar bana ama hiç aldırmıyorum.
"Yetki halktan alınır"
Kent Konseyi’ni nasıl çalıştırmayı düşünüyorsunuz? Erzin’e
ne gibi katkıları olacak?
Erzin Kent Konseyi bir sivil toplum organizasyonudur. Yerel sorunların çözümünde bir yetkisi yoktur. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu organizasyon, Erzin’deki yerel sorunları gündeme taşımak, sorunları tespit etmek, bu sorunların çözümüne halkı ve yetkilileri katmak için uğraşır. Tamamen gönüllülük esasına dayalıdır. Asıl yetkili olan halktır. Yetki halktan alınır. Kent konseyi halkla birlikte işler üretebildiği oranda, halkın desteğini alabildiği oranda başarılı olur. Yürütme Kurulumuzun dışında Kadın Meclisimiz ve Gençlik Meclisimiz var. Bunların dışında çalışma grupları oluşturduk. İsimlerini zikrettiğim her grupta isteyen herkes yer alabilir. Kendisi için, çocuğu için ve Erzin için kim bir şey yapmak istiyorsa; bu gruplarda yer alması gerektiğini düşünüyoruz halkın. Erzin’e olumlu katkısı mutlaka olacaktır. Öncelikle toplumsal uzlaşıyı sağlayacaktır. Erzin’in değerlerinin farkına varılacak, sorunların çözümünde ortak akıl oluşturulacaktır. Halk, sorunların çözümünde sadece siyasîlerin iyi niyetine bırakmadan bizzat kendisi sorunun çözümünde karar sahibi olabilecektir. Kısacası bir daha Ilıca faciası yaşanmamasını sağlayacaktır.
Fotoğraf: Mehmet Uras
2 Ekim 2014 - Erzin Yeşilkent Haber Gazetesi